Esansiyel yağlar (insan vücudu için gerekli olan temel yağlar), insan vücudunda üretilmediğinden mutlaka besin desteği şeklinde alınması gereken yağ asitleridir. Çeşitli organlara ve hastalıklara yararlı etkileri olduğunu bildğimiz yağ asitlerinin, en bilinenleri Omega 3’lerdir. Omega 3 yağ asitlerinin önemi ilk defa Eskimo’lar üzerinde yapılan bir araştırmayla anlaşılmıştır. Geleneksel gıdaları yüksek oranda yağ içermesine ragmen, kalp, romatizmal hastalıklar, astım gibi sorunlara karşı dirençli oldukları gözlenmiş ve bu durum Omega3 kaynağının fazla olduğu balık tüketimine bağlanmıştır. Bu yazımızda Omega 3 kadar önemli olan fakat Omega 3’ün gölgesinde kalmış Omega 5, Omega 6 ve Omega 9’dan bahsedeceğiz.
Omega 5
Tıp dünyasında ‘punisik asit’ olarak bilinen, aynı zamanda en kuvvetli antioksidan olarak kabul edilen Omega5, nar çekirdeği yağında yoğun olarak bulunuyor. Bağışıklık sistemine uyarılarda bulunarak vücut direncini artıran Omega5, hasarlı hücreleri de onararak hücre zarı seviyesine göre glukoz taşınmasını sağlıyor. Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu görevinde olan Omega5, kolesterolü azaltıcı etkiye de sahip. Nar çekirdeği yağındaki mucize olarak bilinen Omega5, içeriğindeki E vitamini kaynağıyla, DNA hasarlarını onararak cildi ve cilt hüclerini de koruyor.
Omega 6
Omega6 yağ asitleri de diğer esansiyel yağlar gibi insan vücudu tarafından sentezlenmediği için besin takviyesi şeklinde alınıyor. Birçok sebze yağının yanı sıra bitkilerin de köklerinde bulunan Omega6’nın diyabet, kalp rahatsızlıkları, egzema, yüksek tansiyon, şizofreni, osterepoz, cilt hastalıkları, alerji, artrit gibi hastalıklara olumlu katkılar sağladığı gözlemleniyor. Omega6 yağ asitleri, bireylerin, beyin ve retina gelişimleri için kritik öneme sahip. Anne karnında yeterli miktarda Omega6 alamayan bebeklerde doğumdan sonraki ilk dört hafta gelişimi ve baş çevresi boyutu istenen düzeyde olmayabiliyor. Omega6, düzenli olarak alındığında kalp hastalıkları riskinin azaltılmasına, hücre yapılanmasına ve beyin gelişimine önemli katkılarda bulunabiliyor.
Omega 9
Doğada en çok bulunan ve oleik asit olarak bilinen Omega9, zeytinyağı, fıstık, tereyağı, susam, kaju, ayçiçeği, badem, antep fıstığı, ceviz gibi besinlerde bulunuyor. Vücudumuz tarafından da sentezlenebilen Omega9’un yeterli düzeyde alınabilmesi için besin desteği olarak takviye edilmesi de gerekiyor. Yağ asitlerinin vücudumuzda birbirine yapışmasını önleyerek, kolesterol seviyesini düzenleyen Omega9, damarların sertleşmesinin de önüne geçebiliyor.
Omega 5 | Omega 6 | Omega 9 |
• Kolesterolü azaltır. | • Beyin ve retine gelişimine katkıda bulunur. | • Kolesterol seviyesini düzenler. |
• Kalp hastalıklarına karşı korur. Kalp krizi riskini azaltır. | • Enfeksiyonlara karşı direnci artırır. | • Damar sertleşmesini önler. |
• Kan dolaşımını iyileştirir. | • Yaraların iyileşmesini hızlandırır. | • Bağışıklık sistemini güçlendirir. |
• Damarlarda yağ birikimini engeller. | • Çocukluk döneminde büyümenin düzenli olarak olmasını sağlar. | |
• Cildin genç görünmesini sağlar. | • Davranış bozukluklarını düzenler. | |
• Saç ve tırnak kalitesini iyileştirir. |
Kaynaklar :
Türk Aile Hek Derg 2008; 12(3): 121-129
Dildar Konukoğlu
Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin özellikleri, etkileri ve kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkileri.
Çamlıca Kültür ve Yardım Vakfı Sağlıklı Yaşam Akademisi Aylık Bülteni
Yüksek Gıda Mühendisi Sena Bilgiç
Yağlar