Kollajen bağ dokusu içinde bulunan bir protein olarak tanımlanıyor. Bu protein birbirlerine sarılmış üç alfa zincirinden meydana geliyor. İnsan vücudunda bulunan en bol protein türü olduğu düşünülüyor. Cilt, tendon, kıkırdak, organlar, kemikler ve diğer parçalar için yapı sağlayarak bağ dokusu oluşturuyor. Uzmanlara göre vücutta yirmiden çok kollajen türü olup, tip 1, tip 2 ve tip 3’ün bu oranın %80-90´ını oluşturduğu varsayılıyor. Kollajen kaybı vücutta kırışıklıklar, sarkmalar ve sert ağrılı eklemler olarak gözlemleniyor.

Ortalama 20´li yaşların ortalarından itibaren kollajen seviyesi düşmeye başlıyor. 30´lu yaşlarda kollajen üretiminin yavaşlamasıyla beraber esnekliğini kaybedebiliyor. Özellikle 30-40 yaş arası cildin hızla yaşlanma eğilimi göstermeye başladığı yaşlar olarak gözlemleniyor.

Uzmanlara göre kollajenin destek sağladığı düşünülen alanlar:

  • Saç güçlendirme ve uzamasına destek.
  • Sağlıklı tırnaklar için destek.
  • Deriyi hızla iyileştirip hasarlı doku azalmasına destek.
  • Selülit görünümünü azaltmaya destek.
  • Sağlıklı kilo kaybı ve kontrolüne destek.
  • Yaşlılık lekelerini azaltmaya destek.
  • Kemikleri güçlendirmeye destek.
  • Daha iyi görüş ve esnek kaslar için korneaya destek.
  • Beyin ve kalbin güçlenmesine destek.
  • Kardiyovasküler sağlığa ve yeni kas yapılanmasına destek.

Ayrıca uzmanlar kollajenin eklem kıkırdak dokusunu yenilemede ve ağrıyan eklemleri rahatlatmada önemli rolü olabildiğini vurguluyor. 

Uzmanların cilt yaşlanmasını önlemek için önerileri; düzenli cilt bakımı, uygun nemlendirici, spor, yeterli su tüketimi, antioksidanlar, düzenli uyku, sigara ve alkolden kaçınmak, UV ışınlarından korunmak.

Kaynaklar:

www.betternutrition.com 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.