Günümüzde gerek ülkelerin ulusal yasaları, gerekse uluslararası sözleşmeler organ ve doku naklini destekleyici düzenlemelere sahip.

Ancak hemen hemen hepsinde canlıdan organ alınmasıyla ilgili bir takım sınırlamalar mevcut.

Dünyada organ nakli ile ilgili ilk ciddi deney ve çalışmaları sürdüren ABD’de organ nakli 1947’den beri yapılıyor. Organ nakli ile ilgili yasa Amerikan Hukuk Enstitüsü tarafından (1968 yılındaki model yasa baz alınarak)1984 yılında ‘Ulusal Organ Nakli Yasası’ olarak kabul edilmiş. Yasa kısaca beyin ölümünü kabul etmekte ve organların para karşılığında verilmesini yasaklamakta.

Türkiye’de organ nakliyle ilgili yasal düzenleme 1979’da yani birçok Avrupa ülkesinden önce yapılmış. Uluslararası alanda sağlıkla ilgili birçok sözleşme, organ ve doku naklini de düzenlemekte. Bunlardan Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşme maddelerine göre; canlıdan organ alınması ancak zorunlu hallerde mümkün olabilir ve para karşılığı organ alınması yasak.

Genel olarak bakıldığında Türk hukukunda, canlıdan organ alınması mümkün kılınmış ancak bazı şartlar öngörülmüş. Para karşılığı organ verilmesi yani organ ticareti yasaklanmış, ölü vericiden organ alınmasında anlaşma modeli kabul edilmiş.

Hukuka aykırı olarak geçerli rıza alınmadan, kişilerden organ alanlar için hapis cezası öngörülmüş.

Türk hukuku tıp etiği ile ilgili birçok kural içeriyor;

  • Hekimlerin, alıcı ve vericiyi aydınlatma yani bilgilendirme ve rızalarını alma
  • Her iki taraf için naklin uygunluğu araştırmasını iyi yapma
  • Kar amacı gütmeden sadece yaşam kurtarmayı amaçlama gibi

Dinlerin organ nakline bakışı ve etik olarak organ naklini caiz görmesi, organ bağışlarının artması açısından önem taşıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yapılan açıklamaya göre organ ve doku nakli şu durumlarda dinen caiz;

  • Nakil ölü olması,
  • Vericinin ölmeden önce rıza göstermiş olması,
  • Organların para karşılığı verilmemesi.

 

Kaynaklar:

tbbdergisi.barobirlik.org.tr (http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2007-73-374)