Günümüzde zararları herkes tarafından bilinen sigaranın, dünya sağlık örgütü verilerine göre her üç yetişkinden biri tarafından tercih edildiği görülüyor.

Araştırmalardan alınan verilere göre başlaması ilkokul seviyelerine kadar düşen sigara, gelecek nesillerin sağlık problemi olmaya da devam ediyor. Devlet organizasyonlarıyla veya sivil toplum kuruluşlarıyla gerçekleştirilen sigarayla savaşta genelde sigaranın fiziksel ve biyolojik etkilerinden bahsedilir. Fakat sigaranın vücudumuza verdiği zararların yanı sıra psikolojik etkileri de ciddi boyutlara ulaşıyor.

Sigara bağımlılığından kurtulmak için tek bir ilaç veya kısa vadeli bir tedavi yöntemi yok. Bu yüzden uzmanlar sigara bağımlılığını uzun süreli bir hastalığa benzetiyorlar. Genellikle tek denemede istikrarlı olunamayan sigara bırakma, uzun vadeli ve zor bir süreç. Üzerine tezler yazılan, araştırmalar yapılan ve neden tercih sebebi olduğu anlaşılmaya çalışılan sigara bağımlılığı, çeşitli ruhsal problemlerle ilişkilendirilebilir. Yapılan araştırmalarda sigara bağımlılığının yaygın olarak, panik atak, sosyal fobi, travmaya bağlı stres, anksiyete bozukluğu ve psikolojik bozukluklar gibi durumlarda görüldüğü saptanmıştır.
Örneğin, en önemli psikiyatrik bozukluklardan birisi olan şizofrenide hastaların %70’i aynı zamanda sigara bağımlısıdır. Bunun nedeni ise sigaranın kullanılan ilaçların yan etkilerini azaltması olarak açıklanabilir.

Sigara bağımlılığı, kısa bir süre içerisinde düzenli olarak sigara kullanmaya başlamak, bırakılması durumunda yoksunluk belirtilerinin yaşanması, zararların gözle görülebilir olmasına rağmen bırakamama veya başarısız bırakma girişimleri olarak açıklanabilir. Sigara içeriğinde bulunan nikotin maddesi sebebiyle bağımlılık yapmaktadır. Sigara dumanıyla vücuda alınan nikotin, sinir sistemini doğrudan etkileyerek uyku halinin geçmesi, rahatlama, stresin azalması, dağınık olan dikkatin toparlanması gibi etkiler gösterir. Kişi bu etkiler sonucunda sigara kullanımını artırarak sürdürür.

Sigara içmeyi denemekte ve sigara bağımlısı olmakta psikolojik nedenler önemli rol oynar. Genellikle ergenlik döneminde keşfedilen sigaraya başlamada, özenti, arkadaş baskısı, sosyal uygunluk, kişilik bozuklukları ve ruhsal sorunların etkili olduğu görülür.

Aynı zamanda birçok kişi tarafından tecrübe edilmiş olan ‘major depresyon’ ile sigara bağımlılığının arasında kuvvetli bir bağ olduğu belirlenmiştir. Yapılan klinik çalışmalarda yaşamının bir kısmında, çeşitli nedenlerle depresyon geçirmiş kişilerin sigara kullanımı oranı, bu rahatsızlığı geçirmeyenlere göre daha fazladır. Ayrıca söylemek gerekir ki sigara bağımlılığı olan kişilerin de bağımlılığı olmayanlara göre depresyon geçirme riski daha yüksektir. Depresyon geçiren kişilerin sigara bırakmada da genel olarak başarısız olduğu görülür. Çünkü sigaranın, içinde bulunulan stres ortamını geçici süreyle ortadan kaldırdığı düşünülür. Sigara bağımlıları, sigara bırakmayı engellemesi için bazı düşünceler yaratırlar. Bu düşünceler; sigarayı bırakınca kilo alma korkusu, herhangi bir sebepten de ölünebileceği düşüncesi, artık çok geç duygusu, sigara içerek yalnız kendime zarar veriyorum düşüncesi olarak sıralanabilir. Oysa ki sigara bağımlılığı gibi bir alışkanlıktan vazgeçmek her bireyde farklı sonuçlar gösterir ve bu düşüncelerin hepsinden daha doğru bir karardır.

Sigara, geçmişten bugüne insanoğlunun sağlığını tehdit eden, yaşam kalitesini düşüren en tehlikeli alışkanlıkların başında geliyor. Eğer sigara içiyorsanız en kısa zamanda bir uzmana başvurarak bu alışkanlığınızdan kurtulabilir şayet kullanmıyorsanız en azından çevrenizdekileri bu konuda uyararak işe başlayabilirsiniz.

 

Kaynaklar:

Sigara Ve Ruh Sağlığı
Arş.Gör. Songül Kamışlı Arş.Gör. Gülnaz Karatay Doç.Dr. Füsun Terzioğlu Prof.Dr. Gülümser Kublay Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.